deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler canlı casino

Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

"2021 Hacı Bektaş Veli Yılı" Gaziantep'in meşhur Bektaşîleri

GÜNDEM 16.01.2021 - 16:11, Güncelleme: 12.01.2023 - 07:33 6345+ kez okundu.
 

"2021 Hacı Bektaş Veli Yılı" Gaziantep'in meşhur Bektaşîleri

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından Hacı Bektaş Veli'nin ölümünün 750. yılı nedeniyle 2021, “Hacı Bektaş Veli Yılı" ilan edildi.

Anadolu’nun Türkleşmesine ve İslamlaşmasına, Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrinde Anadolu'da sosyal yapının gelişmesine önemli katkılar sağlayan“Horasan Erenleri” arasında yer alan Hacı Bektaş-î Veli, tüm dünyaca kabul görmüş bir isimdir.  Bektaşîlik Gaziantep’te de etkili olmuştur. Kentte birçok Bektaşî dervişi yaşamıştır ancak belirgin olarak, ismi yer adlandırmalarında da kullanılan sayılı Bektaşî dervişi vardır. Bunlara Aydın Baba, Kurban Baba ve Hacı Baba’yı örnek gösterebiliriz. Kentte bu üç isimde mahalle bulunmaktadır ve üçünün de türbeleri varlığını devam ettirmektedir. Bektaşîlik geleneğinin Gaziantep’e ne zaman, ne şekilde geldiği ve bahsettiğimiz dervişler ile ilgili detaylı bilgileri Araştırmacı-Yazar Nevin Balta’dan aldık: “Gaziantep çevresi etnik bakımdan Türkmendir. Bektaşîlik ve Alevilik Gaziantep çevresine Türkmenlerle birlikte gelmiştir; zira 24 Oğuz boyunun bir bölümü Bektaşî-Alevidir. Buna örnek olarak Kargınları, Çepnileri ve Beydililerin kimi oymak ve obalarını gösterebiliriz.  Birçok kimse Bektaşî ve Alevilerin inançlarını birbirinden ayırmazlar. Hâlbuki Bektaşîlik başlangıçta Türk ulusçuluğunu amaçlayan bir denek olarak kurulmuşken, sonra Türk ulusçuluğu ilkesini sürdürmekle birlikte şeriat hükümlerini oldukça değiştiren ayrı bir din biçimini almıştır. Alevilik daha yaygın olmak üzere her iki kolda sürmüştür. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Gaziantep’teki şeyhleri anlatırken Dülük Baba, Kurban Baba ve Aydın Babalar’dan söz eder. (Gaziantep Halkevi Broşürü, sayfa: 155). AYDIN BABA Gaziantep’teki Bektaşî şeyhlerinden Aydın Baba tarikatın kurucusu Hacı Bektaş Veli’nin yakın adamlarındandır. Harat Mehmet Ali Baba’ya göre Aydın Baba Hacı Bektaş Veli’nin çırağcısıdır yani Hacı Bektaş Veli Tekkesi’nin kandillerini yakmakla görevlidir. Aydın Baba, mürşidi Hacı Bektaş Veli Hazretleri’nin ölümünden sonra Gaziantep’e göçmüştür. Türbesinin bulunduğu yerde Tekke açarak tarikatın icaplarını yaptıktan sonra vefat etmiş ve buraya gömülmüştür. Türbesi Gaziantep şehrinin güneydoğusunda ‘Karakabir’ denilen mevkidedir. Bu türbe vaktiyle aynı adla anılan ilkokulun avlusunda bir mağara içinde idi. Şimdi bina ve mağara özel mülkiyete geçmiştir. KURBAN BABAEvliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, Kurban Baba türbesinin Antep şehrinin kıble tarafında bulunduğunu anlatır. Bilindiği gibi Kurban Baba’nın mezarı şehrin güney yanında, Mardin Tepe’nin doğu güneyinde yer almaktadır. Gaziantep’teki Bektaşî şeyhleri gibi Kurban Baba da tarikatın kurucusu Hacı Bektaş Veli’nin yakın adamlarındandır. Kurban Baba günümüzden 550 yıl önce yaşamıştır. Kurban Baba, Hacı Bektaş Veli zamanında tekkenin kurban keseni yani kasabı imiş. Bu yüzden Kurban Baba adıyla anılmıştır. Mürşidi Hacı Bektaş Veli’nin ölümünden sonra Gaziantep’e gelerek burada yaşamaya başlamıştır.  Gaziantep’e gelişinden sonraki dönemde, bir söylentiye göre Kurban Baba’nın şeyhliğini ispat etmesi için burhan (delil) isterler. Burhan gösterilmeden önce kurban kesilmesi adetmiş. Kurban Baba, âdet üzere kesilen kurbanı demleyerek yani tükürüğünü sürerek diriltmiş. Bu olay üzerine Kurban Baba adını almış. Kurban Baba, Gaziantep Şer’i Mahkeme Sicilleri’nde Recep ayı 935 tarihli bir kararda (Cilt: 1, sayfa: 139) “Kurban Dede” adıyla geçer. Kurban Baba, Bektaşi şeyhlerinden biridir. Cemil Cahit Güzelbey, Buğday Pazarı’ndaki Tüfekçi Ahmet’ten sağlığında duyduğu şu bilgileri aktarır: ‘Ailemiz kulak hastalıklarının tedavisinde ocaktır. Bu bize ecdadımız Kurban Baba’dan kalmıştı. Merhum kulak eminin tertibini akrabadan bir kadına vermiş. Her gün ilacın ilksel maddesini almak üzere bu kadına bir miktar para yollar, kadının hastalarını parasız tedavisini temin edermiş.’ Bir süre sonra Kurban Baba’nın fakir bir derviş olmasına rağmen parasız ilaç vermesi halk arasında dedikodulara yol açmış. Sonra da kendisi ile yakından meşgul olmaya başlamışlar. Bunun üzerine ilacın para ile satılması yoluna gidilmiştir. Kurban Baba öldüğü zaman bugün türbesinin bulunduğu yerdeki bir mağaraya gömülmüş, mağaranın ağzı herkesin kaldıramayacağı bir taşla kapatılmış. Aileden birisi öldüğü zaman bu mağaranın içine gömülürmüş. Daha sonraları mağara hiç açılmamış. Şakir Sabri Yener, Cemil Cahit Güzelbey’e babasından naklen şu bilgileri anlatmıştır: ‘Kurban Baba ile Hacı Baba yakın dostturlar. Ara sıra sakalaşır, şeyhlikte birbirlerinden üstün olduklarını karşılıklı olarak söylerler. Hacı Baba kavaflık eder, kadınlara edik satar, Kurban Baba ise hep tekkede oturur. Bir gün Hacı Baba, ‘Tekkede oturmakla şeyhlik olmaz, bir gün gel benim yerime otur da göreyim seni.’ der. Kurban Baba kabul eder. Kavaf dükkânına oturur, alışverişe başlar. Bir aralık bir kadın gelir, alacağı ediği ayağına geçirirken bacakları görülür, fikri karışır. Dükkânda su dolu bir sepet tavanda asılı dururmuş. Kurban Baba’nın fikri karışınca su dökülüp üstü başı ıslanır. O vakit Hacı Baba, ‘Gördün mü, kolay mıymış?’ der ve bahsi kazanır.’ (Cemil Cahit Güzelbey, Gazaintep Evliyaları, Gaziantep Kültür Derneği Kitap ve Broşür Yayınları, Sayı: 39, Güneş Matbaası, Gaziantep, 1964, s. 70-72) HACI BABAHacı Baba, Şakir Sabri Yener’in Gaziantep Büyükleri adlı eserinde Derviş Hacı adıyla geçer. İstanbul Eminönü Halkevi yayınlarından olan Halk Şairleri Hakkında Küçük Notlar adlı eserde, Derviş Hacı yani Hacı Baba’ya ait 17 şiiri yayımlanmıştır. Şakir Sabri bu 17 şiiri Gaziantep Halkevi dergisi Başpınar’ın 10 Nisan 1939 tarihli sayısında yayımlamıştır.  ‘Destanî Hacı Baba, Derviş Hacı Baba, Sefil Hacı’ adlarıyla bilinen Hacı Baba’nın hayatına dair pek bir şey bilinmemektedir. Aslen Gazianteplidir. Türbesi Karşıyaka’nın kuzeyindeki tepededir. Vaktiyle çevresi mezarlıklarla kaplı imiş. Hacı Baba’nın merkadi türbe kapısından girince biraz kuytu bir köşededir ve bir sandukadan ibarettir.  Halkın söylencesine göre Hacı Baba’nın dört kardeşi varmış. Onlar da kendisi gibi şehrin etrafındaki dört tepe seçerek orada oturmuşlar ve öldüklerinde de o tepelere gömülmüşlerdir. Kurban Baba, Aydın Baba tepelerinin Hacı Baba’nın kardeşlerinin adını taşıdığı rivayet edilmektedir. Derviş Hacı, her sabah Arasa civarındaki fırının önünde durup, fırının yanışına bakardı. Fırın yanıp, ekmek piştikten sonra fırıncı kendisine ne verirse alır, evine gidip, Allahüteâlâya ibadet ederdi.  Bir gün Derviş Hacı yine fırının önüne gidip ateşin yanmasını beklediği sırada, fırıncı kendisini kovaladı. Fakat bütün gücü ile çalıştığı hâlde, akşama kadar fırını kızdıramadı. Neticede o gün ekmek pişiremedi. Sonraki günlerde fırını yakmaya çalıştı ise de başaramadı. Bu yüzden ne yapacağını, bu işin içinden nasıl çıkacağını düşündüğü sırada aklına Derviş Hacı'ya karşı yaptığı yanlış hareket geldi ve hemen onun yanına gitti. Meseleyi olduğu gibi anlattı. Af dileyip yalvararak bir kere fırına gelip, nazar etmesini, yoksa perişan olacağını söyledi. Bunun üzerine Derviş Hacı, ‘Peki oğlum, biraz bekle, vasiyetimi yazayım; çünkü Allahın sırrı ortaya çıktı. Artık bizim için yaşamak olmaz.’ dedi. Fırıncı sevinerek oradan ayrıldı. Biraz sonra Derviş Hacı fırının önüne geldi. Odunlara doğru bir nazar edip oradan ayrıldı. Fırın yanmaya, fırıncı da ekmek çıkarmaya başladı. Bu olaydan sonra Hacı Baba’nın manevi bir kuvvet sahibi olduğuna inanan halk onu görmek için bulunduğu yere gelmeye başladı ancak Hacı Baba, kendisinin de söylediği gibi fazla yaşamadı, vefat etti.  Vefat tarihi belli değildir. Gaziantep'in kuzeybatısındaki Hacıbaba Tepesi’ne defnedildi. Üzerine yapılan türbe Gaziantep'in Fransızlar tarafından muhasarası sırasında yıkıldı. Daha sonra tamir ettirildi. Halk arasında dolaşan rivayete göre; Hacı Baba hayatının son yıllarında dünyadan elini eteğini çekmiş, Serkenez denilen yerde bir tekke yaptırarak orada kendisini sevenlerle birlikte yaşamıştır. Bunun nedeni, kendisi ve ailesi hakikik birer Müslüman olduğu hâlde, kardeşleri ve çocuklarının bir iftiraya uğrayarak idam edilmeleridir. Hacı Baba’nın tenha bir köşede yaşamak istemesinin, bütün vaktini ibadetle geçirmek istemesi kararından ileri geldiği rivayet edilir."    
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından Hacı Bektaş Veli'nin ölümünün 750. yılı nedeniyle 2021, “Hacı Bektaş Veli Yılı" ilan edildi.

Anadolu’nun Türkleşmesine ve İslamlaşmasına, Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrinde Anadolu'da sosyal yapının gelişmesine önemli katkılar sağlayan“Horasan Erenleri” arasında yer alan Hacı Bektaş-î Veli, tüm dünyaca kabul görmüş bir isimdir. 

Bektaşîlik Gaziantep’te de etkili olmuştur. Kentte birçok Bektaşî dervişi yaşamıştır ancak belirgin olarak, ismi yer adlandırmalarında da kullanılan sayılı Bektaşî dervişi vardır. Bunlara Aydın Baba, Kurban Baba ve Hacı Baba’yı örnek gösterebiliriz. Kentte bu üç isimde mahalle bulunmaktadır ve üçünün de türbeleri varlığını devam ettirmektedir.

Bektaşîlik geleneğinin Gaziantep’e ne zaman, ne şekilde geldiği ve bahsettiğimiz dervişler ile ilgili detaylı bilgileri Araştırmacı-Yazar Nevin Balta’dan aldık:

“Gaziantep çevresi etnik bakımdan Türkmendir. Bektaşîlik ve Alevilik Gaziantep çevresine Türkmenlerle birlikte gelmiştir; zira 24 Oğuz boyunun bir bölümü Bektaşî-Alevidir. Buna örnek olarak Kargınları, Çepnileri ve Beydililerin kimi oymak ve obalarını gösterebiliriz. 

Birçok kimse Bektaşî ve Alevilerin inançlarını birbirinden ayırmazlar. Hâlbuki Bektaşîlik başlangıçta Türk ulusçuluğunu amaçlayan bir denek olarak kurulmuşken, sonra Türk ulusçuluğu ilkesini sürdürmekle birlikte şeriat hükümlerini oldukça değiştiren ayrı bir din biçimini almıştır. Alevilik daha yaygın olmak üzere her iki kolda sürmüştür.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Gaziantep’teki şeyhleri anlatırken Dülük Baba, Kurban Baba ve Aydın Babalar’dan söz eder. (Gaziantep Halkevi Broşürü, sayfa: 155).


AYDIN BABA

Gaziantep’teki Bektaşî şeyhlerinden Aydın Baba tarikatın kurucusu Hacı Bektaş Veli’nin yakın adamlarındandır. Harat Mehmet Ali Baba’ya göre Aydın Baba Hacı Bektaş Veli’nin çırağcısıdır yani Hacı Bektaş Veli Tekkesi’nin kandillerini yakmakla görevlidir.

Aydın Baba, mürşidi Hacı Bektaş Veli Hazretleri’nin ölümünden sonra Gaziantep’e göçmüştür. Türbesinin bulunduğu yerde Tekke açarak tarikatın icaplarını yaptıktan sonra vefat etmiş ve buraya gömülmüştür. Türbesi Gaziantep şehrinin güneydoğusunda ‘Karakabir’ denilen mevkidedir. Bu türbe vaktiyle aynı adla anılan ilkokulun avlusunda bir mağara içinde idi. Şimdi bina ve mağara özel mülkiyete geçmiştir.

KURBAN BABAEvliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, Kurban Baba türbesinin Antep şehrinin kıble tarafında bulunduğunu anlatır. Bilindiği gibi Kurban Baba’nın mezarı şehrin güney yanında, Mardin Tepe’nin doğu güneyinde yer almaktadır.

Gaziantep’teki Bektaşî şeyhleri gibi Kurban Baba da tarikatın kurucusu Hacı Bektaş Veli’nin yakın adamlarındandır. Kurban Baba günümüzden 550 yıl önce yaşamıştır.

Kurban Baba, Hacı Bektaş Veli zamanında tekkenin kurban keseni yani kasabı imiş. Bu yüzden Kurban Baba adıyla anılmıştır. Mürşidi Hacı Bektaş Veli’nin ölümünden sonra Gaziantep’e gelerek burada yaşamaya başlamıştır. 

Gaziantep’e gelişinden sonraki dönemde, bir söylentiye göre Kurban Baba’nın şeyhliğini ispat etmesi için burhan (delil) isterler. Burhan gösterilmeden önce kurban kesilmesi adetmiş. Kurban Baba, âdet üzere kesilen kurbanı demleyerek yani tükürüğünü sürerek diriltmiş. Bu olay üzerine Kurban Baba adını almış.



Kurban Baba, Gaziantep Şer’i Mahkeme Sicilleri’nde Recep ayı 935 tarihli bir kararda (Cilt: 1, sayfa: 139) “Kurban Dede” adıyla geçer. Kurban Baba, Bektaşi şeyhlerinden biridir.
Cemil Cahit Güzelbey, Buğday Pazarı’ndaki Tüfekçi Ahmet’ten sağlığında duyduğu şu bilgileri aktarır:

‘Ailemiz kulak hastalıklarının tedavisinde ocaktır. Bu bize ecdadımız Kurban Baba’dan kalmıştı. Merhum kulak eminin tertibini akrabadan bir kadına vermiş. Her gün ilacın ilksel maddesini almak üzere bu kadına bir miktar para yollar, kadının hastalarını parasız tedavisini temin edermiş.’

Bir süre sonra Kurban Baba’nın fakir bir derviş olmasına rağmen parasız ilaç vermesi halk arasında dedikodulara yol açmış. Sonra da kendisi ile yakından meşgul olmaya başlamışlar. Bunun üzerine ilacın para ile satılması yoluna gidilmiştir.

Kurban Baba öldüğü zaman bugün türbesinin bulunduğu yerdeki bir mağaraya gömülmüş, mağaranın ağzı herkesin kaldıramayacağı bir taşla kapatılmış. Aileden birisi öldüğü zaman bu mağaranın içine gömülürmüş. Daha sonraları mağara hiç açılmamış.

Şakir Sabri Yener, Cemil Cahit Güzelbey’e babasından naklen şu bilgileri anlatmıştır:

‘Kurban Baba ile Hacı Baba yakın dostturlar. Ara sıra sakalaşır, şeyhlikte birbirlerinden üstün olduklarını karşılıklı olarak söylerler. Hacı Baba kavaflık eder, kadınlara edik satar, Kurban Baba ise hep tekkede oturur. Bir gün Hacı Baba, ‘Tekkede oturmakla şeyhlik olmaz, bir gün gel benim yerime otur da göreyim seni.’ der. Kurban Baba kabul eder. Kavaf dükkânına oturur, alışverişe başlar. Bir aralık bir kadın gelir, alacağı ediği ayağına geçirirken bacakları görülür, fikri karışır. Dükkânda su dolu bir sepet tavanda asılı dururmuş. Kurban Baba’nın fikri karışınca su dökülüp üstü başı ıslanır. O vakit Hacı Baba, ‘Gördün mü, kolay mıymış?’ der ve bahsi kazanır.’ (Cemil Cahit Güzelbey, Gazaintep Evliyaları, Gaziantep Kültür Derneği Kitap ve Broşür Yayınları, Sayı: 39, Güneş Matbaası, Gaziantep, 1964, s. 70-72)

HACI BABAHacı Baba, Şakir Sabri Yener’in Gaziantep Büyükleri adlı eserinde Derviş Hacı adıyla geçer. İstanbul Eminönü Halkevi yayınlarından olan Halk Şairleri Hakkında Küçük Notlar adlı eserde, Derviş Hacı yani Hacı Baba’ya ait 17 şiiri yayımlanmıştır. Şakir Sabri bu 17 şiiri Gaziantep Halkevi dergisi Başpınar’ın 10 Nisan 1939 tarihli sayısında yayımlamıştır.

 ‘Destanî Hacı Baba, Derviş Hacı Baba, Sefil Hacı’ adlarıyla bilinen Hacı Baba’nın hayatına dair pek bir şey bilinmemektedir. Aslen Gazianteplidir. Türbesi Karşıyaka’nın kuzeyindeki tepededir. Vaktiyle çevresi mezarlıklarla kaplı imiş. Hacı Baba’nın merkadi türbe kapısından girince biraz kuytu bir köşededir ve bir sandukadan ibarettir. 

Halkın söylencesine göre Hacı Baba’nın dört kardeşi varmış. Onlar da kendisi gibi şehrin etrafındaki dört tepe seçerek orada oturmuşlar ve öldüklerinde de o tepelere gömülmüşlerdir. Kurban Baba, Aydın Baba tepelerinin Hacı Baba’nın kardeşlerinin adını taşıdığı rivayet edilmektedir.

Derviş Hacı, her sabah Arasa civarındaki fırının önünde durup, fırının yanışına bakardı. Fırın yanıp, ekmek piştikten sonra fırıncı kendisine ne verirse alır, evine gidip, Allahüteâlâya ibadet ederdi. 

Bir gün Derviş Hacı yine fırının önüne gidip ateşin yanmasını beklediği sırada, fırıncı kendisini kovaladı. Fakat bütün gücü ile çalıştığı hâlde, akşama kadar fırını kızdıramadı. Neticede o gün ekmek pişiremedi. Sonraki günlerde fırını yakmaya çalıştı ise de başaramadı. Bu yüzden ne yapacağını, bu işin içinden nasıl çıkacağını düşündüğü sırada aklına Derviş Hacı'ya karşı yaptığı yanlış hareket geldi ve hemen onun yanına gitti. Meseleyi olduğu gibi anlattı. Af dileyip yalvararak bir kere fırına gelip, nazar etmesini, yoksa perişan olacağını söyledi.

Bunun üzerine Derviş Hacı, ‘Peki oğlum, biraz bekle, vasiyetimi yazayım; çünkü Allahın sırrı ortaya çıktı. Artık bizim için yaşamak olmaz.’ dedi. Fırıncı sevinerek oradan ayrıldı. Biraz sonra Derviş Hacı fırının önüne geldi. Odunlara doğru bir nazar edip oradan ayrıldı. Fırın yanmaya, fırıncı da ekmek çıkarmaya başladı. Bu olaydan sonra Hacı Baba’nın manevi bir kuvvet sahibi olduğuna inanan halk onu görmek için bulunduğu yere gelmeye başladı ancak Hacı Baba, kendisinin de söylediği gibi fazla yaşamadı, vefat etti. 

Vefat tarihi belli değildir. Gaziantep'in kuzeybatısındaki Hacıbaba Tepesi’ne defnedildi. Üzerine yapılan türbe Gaziantep'in Fransızlar tarafından muhasarası sırasında yıkıldı. Daha sonra tamir ettirildi.

Halk arasında dolaşan rivayete göre; Hacı Baba hayatının son yıllarında dünyadan elini eteğini çekmiş, Serkenez denilen yerde bir tekke yaptırarak orada kendisini sevenlerle birlikte yaşamıştır. Bunun nedeni, kendisi ve ailesi hakikik birer Müslüman olduğu hâlde, kardeşleri ve çocuklarının bir iftiraya uğrayarak idam edilmeleridir. Hacı Baba’nın tenha bir köşede yaşamak istemesinin, bütün vaktini ibadetle geçirmek istemesi kararından ileri geldiği rivayet edilir."
 

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gaziantepgapgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.