deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler

Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

18 Mart Çanakkale Zaferi

GÜNDEM 18.03.2019 - 10:06, Güncelleme: 12.01.2023 - 07:33 5855+ kez okundu.
 

18 Mart Çanakkale Zaferi

Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan; Çanakkale Zaferi’mizin yüz dördüncü yılını kutluyorum. Orada şehit olan üç yüz binden fazla şühedamıza rahmet diliyorum. Bizlere şefaat etsinler. Rahat uyusunlar, emanetleri emin ellerde.

Tarihe mal olmuş destanlar vardır ve tarihe mal olmuş destanların çoğunu Türkler yazmıştır. Üzerinde ittifak edilen tarihçilerin, üzerinde ittifak ettiği konu ise “Türkler olmasaydı, dünya tarihi olmazdı.” şeklindedir. Bu sebeple hayatımız, zamanımız ve mekanımız tarihin gurur dolu sayfalarındadır. Unutulmamalıdır ki tarih şuuruna ermeyen topluluklar millet olamazlar veya millet olarak kalamazlar. Ecdada sömürgeci diyen tarih bilmez ama tarih hakkında her türlü ahkam keserlere şu kısa bilgiyi vermek isterim. “Macaristan’dan yedi bin birim vergi alan Osmanlı, oraya yirmi bir bin birim yatırım yapmıştır.” Cühela hep var olacaktır, tarih üzerinden hep saldırılacaktır. Fakat bilinmelidir ki bizler var olduğumuz müddetçe - Allah varlığımızı daim etsin- tarihi gerçekleri okumaktan, anlamaktan, anlatmaktan vazgeçmeyeceğiz. Atalarımız, dünyaya nizam vermiştir. Peki medeniyet nedir? Dünyaya adalet yerine zulüm ihraç etmek medeniyet midir? Günümüzdeki dünya güçlerine bakınız, maalesef durum hiç de iç açıcı değildir.  Burada şu muazzam hakikat ortaya çıkmaktadır. Türkler, kurdukları medeniyet ile üç kıtada; topraktaki karınca yuvasından tutun da gökteki güvercin sürüsüne kadar hak ve hukuku temin etmiştir. Yukarıda açıklamaya çalıştığım kısa tarihi tespitlerimi destekleyen en mühim olay Çanakkale destanıdır. Bir neslin koyun koyuna yattığı yer, Aziz Çanakkale! Sen Türk’ün var olup yok olma yolundaki mücadelesi, ezelden ebede Türk’ün attığı kalbisin. Balkan hezimetinden kısa bir süre sonra böyle bir destan yazmak bizlere nasip olmuştur. Bu öyle bir savaştı ki bu milletin nasıl cengaver olduğunu göstermiştir. Fransız askerine son suyunu veren, yaralı Türk askerinin asil davranışının da tarihe not edildiği bir savaştır. Velhasıl merhametimiz de ulvidir, celalimiz de… Yedi düvelin salyalarını akıtarak ve hunharca saldırdığı; bin yılın intikamının masaya yatırıldığı yıllarda Mustafa Kemal ve arkadaşları gerekli dersi onlara vermişlerdir. Düşününün bir kere; sadece hayatta kalma ihtimali yüksek olanların ameliyat edildiği, hatta narkozsuz ameliyatların yapıldığı bir muharebede geriye tek adım atmayan bir millet… Cesetlerin çiğnenmeden topraklarının çiğnenmeyeceğini zerre tereddüt etmeden haykıran millet… Birkaç askere ancak bir tüfeğin düştüğü, buğday çorbasından başka yiyeceğin olmadığı koşullara rağmen güle oynaya cennete koşan bir millet… Cephanesi tükenince kurşuna karşı “süngü takıp yere yatan” bir milllet… Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, çocuğuyla topyekun milli müdafaya gönül vermiş bir millet… Bu milleti kim dize getirebilir? Heyhat! Bre gafiller bilmez misiniz? Türk, ölür de vatanından bir karış toprağını vermez. Malazgirt yurdun en doğusunda, Çanakkale en batısında… Malazgirt’ten Çanakkale’ye selam olsun. Malazgirt’ten Çanakkale’ye bu topraklar tek yumruk, tek yürek, tek bilek olduğu müddetçe “ilimizi, töremizi kim bozabilir?” Kim cesaret edebilir, Çanakkale yiğitlerinin torunlarına bulaşmaya? Güçlü devlet, güçlü millet; ilmin ve irfanın ışığında tarih şuuruyla yoğrulmuş bir nesil inşa ederek bizlere emanet edilen vatanımıza sahip çıkacağız. Söylenecek çok şey var ama burada kesmek durumundayım. Çanakkale Zaferi’mizin yüz dördüncü yılını kutluyorum. Orada şehit olan üç yüz binden fazla şühedamıza rahmet diliyorum. Bizlere şefaat etsinler. Rahat uyusunlar, emanetleri emin ellerde.  
Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan; Çanakkale Zaferi’mizin yüz dördüncü yılını kutluyorum. Orada şehit olan üç yüz binden fazla şühedamıza rahmet diliyorum. Bizlere şefaat etsinler. Rahat uyusunlar, emanetleri emin ellerde.

Tarihe mal olmuş destanlar vardır ve tarihe mal olmuş destanların çoğunu Türkler yazmıştır. Üzerinde ittifak edilen tarihçilerin, üzerinde ittifak ettiği konu ise “Türkler olmasaydı, dünya tarihi olmazdı.” şeklindedir. Bu sebeple hayatımız, zamanımız ve mekanımız tarihin gurur dolu sayfalarındadır. Unutulmamalıdır ki tarih şuuruna ermeyen topluluklar millet olamazlar veya millet olarak kalamazlar.

Ecdada sömürgeci diyen tarih bilmez ama tarih hakkında her türlü ahkam keserlere şu kısa bilgiyi vermek isterim. “Macaristan’dan yedi bin birim vergi alan Osmanlı, oraya yirmi bir bin birim yatırım yapmıştır.” Cühela hep var olacaktır, tarih üzerinden hep saldırılacaktır. Fakat bilinmelidir ki bizler var olduğumuz müddetçe - Allah varlığımızı daim etsin- tarihi gerçekleri okumaktan, anlamaktan, anlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Atalarımız, dünyaya nizam vermiştir. Peki medeniyet nedir? Dünyaya adalet yerine zulüm ihraç etmek medeniyet midir? Günümüzdeki dünya güçlerine bakınız, maalesef durum hiç de iç açıcı değildir.  Burada şu muazzam hakikat ortaya çıkmaktadır. Türkler, kurdukları medeniyet ile üç kıtada; topraktaki karınca yuvasından tutun da gökteki güvercin sürüsüne kadar hak ve hukuku temin etmiştir.

Yukarıda açıklamaya çalıştığım kısa tarihi tespitlerimi destekleyen en mühim olay Çanakkale destanıdır. Bir neslin koyun koyuna yattığı yer, Aziz Çanakkale! Sen Türk’ün var olup yok olma yolundaki mücadelesi, ezelden ebede Türk’ün attığı kalbisin. Balkan hezimetinden kısa bir süre sonra böyle bir destan yazmak bizlere nasip olmuştur. Bu öyle bir savaştı ki bu milletin nasıl cengaver olduğunu göstermiştir. Fransız askerine son suyunu veren, yaralı Türk askerinin asil davranışının da tarihe not edildiği bir savaştır. Velhasıl merhametimiz de ulvidir, celalimiz de…

Yedi düvelin salyalarını akıtarak ve hunharca saldırdığı; bin yılın intikamının masaya yatırıldığı yıllarda Mustafa Kemal ve arkadaşları gerekli dersi onlara vermişlerdir. Düşününün bir kere; sadece hayatta kalma ihtimali yüksek olanların ameliyat edildiği, hatta narkozsuz ameliyatların yapıldığı bir muharebede geriye tek adım atmayan bir millet… Cesetlerin çiğnenmeden topraklarının çiğnenmeyeceğini zerre tereddüt etmeden haykıran millet… Birkaç askere ancak bir tüfeğin düştüğü, buğday çorbasından başka yiyeceğin olmadığı koşullara rağmen güle oynaya cennete koşan bir millet… Cephanesi tükenince kurşuna karşı “süngü takıp yere yatan” bir milllet… Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, çocuğuyla topyekun milli müdafaya gönül vermiş bir millet… Bu milleti kim dize getirebilir? Heyhat! Bre gafiller bilmez misiniz? Türk, ölür de vatanından bir karış toprağını vermez.

Malazgirt yurdun en doğusunda, Çanakkale en batısında… Malazgirt’ten Çanakkale’ye selam olsun. Malazgirt’ten Çanakkale’ye bu topraklar tek yumruk, tek yürek, tek bilek olduğu müddetçe “ilimizi, töremizi kim bozabilir?” Kim cesaret edebilir, Çanakkale yiğitlerinin torunlarına bulaşmaya?

Güçlü devlet, güçlü millet; ilmin ve irfanın ışığında tarih şuuruyla yoğrulmuş bir nesil inşa ederek bizlere emanet edilen vatanımıza sahip çıkacağız.

Söylenecek çok şey var ama burada kesmek durumundayım. Çanakkale Zaferi’mizin yüz dördüncü yılını kutluyorum. Orada şehit olan üç yüz binden fazla şühedamıza rahmet diliyorum. Bizlere şefaat etsinler. Rahat uyusunlar, emanetleri emin ellerde.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gaziantepgapgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.