deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler

Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

ERDOĞAN VE AKEPELİLER

GÜNDEM 05.09.2019 - 11:39, Güncelleme: 12.01.2023 - 07:33 6871+ kez okundu.
 

ERDOĞAN VE AKEPELİLER

Ülke gündemi meşgul eden konulardan birisi de eski Başbakan Davutoğlu’nun yapmış olduğu açıklamalar. Yeni parti kurma hazırlıkları içinde olan, hani başbakanlığı döneminde terör örgütü DEAŞ hakkında Irak ve Suriye’de yüzlerce insanı öldürdüğü dönemde ‘Öfkeli gençler’ olarak niteleyen ayrıca terörle mücadele karnesinde PKK’nın Suriye kolu olan PYD hakkında, PYD’yi ‘meşru’ bir yapı olarak gören “Biz satranç oynamayı bilen insanlarız. Selahattin Demirtaş’a ‘bak’ dedim ‘Yarın bizden Kobani’ye yardım isteyemezsiniz, eğer tezkereye hayır derseniz. Aynı gün Salih Müslim’i Türkiye’ye getiriyoruz. Bakın kaç jest arka arkaya. Bir anlamda ‘meşru görüyorum seni’ ifadelerini kullanan sayın Davutoğlu ne demişti bir hatırlayalım; "Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi insan yüzüne çıkamaz. Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman, eminim en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır" dedi.  Yine Başbakanlığı döneminde gerçekleşen başka bir olay ise Irak’ın kuzeyinde bulunan Mesut Barzani’ye bağlı peşmergelerin Türkiye üzerinden Kobani’ye geçmesi olmuştu. 2014 yılının Ekim ayında peşmergeler, terör örgütü IŞİD’e karşı savaşmak için Kobani’ye Türkiye üzerinden geçmişti. Mesut Barzani ise yaptığı açıklamada Türkiye’ye teşekkür etmişti. Başbakanlık görevini bıraktıktan sonra Başkan Erdoğan'a ve Ak Partiye 'ye bağlılığını tekrar tekrar izah eden açıklamalarda bulunmuştu. Son grup toplantısında ‘’Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersi ile iterim ama asla bu kutlu hareketteki hiçbir dava arkadaşımı kalbini kırmam. Dünya mazlumlarının tek umudu olan bu ak hareketin zarar görmesine, bu ak yürekli kadroların üzülmesine asla izin vermem. Biz ahde vefayı her şeyin üstünde tuttuk. Makamlara mevkilere veda ederiz kardeşlerim ama akdimize, davamıza, ilkelerime asla veda etmeyiz. Asla bırakmayız. Biz geçici gündemlerin değil kalıcı erdemlerin peşindeyiz. Ne yoldan saparız ne de ufkumuz aşkımızı, sevdamızı unuturuz. Biliriz ki bir gün hepimiz bu geçici dünyaya veda edeceğiz geriye rabbimize verdiğimiz sözler kalacak. Koltukları bırakırız ama ahdimizi, davamızı, ilkelerimizi bırakmayız. Türkiye'nin kaderi ile özdeşleşen AK Parti'nin birliği, bütünlüğü her şeyden önemlidir. Allah'a tevakkül ettik ve emaneti sizlere devrediyoruz. Bugün herkes imtihandadır ve herkes kendi imtihanını verecektir. Allah hiçbirimizi kendi heva ve heveslerine zebun olanlardan eylemesin ‘’ifadeleri kendisine aittir. Sayın Davutoğlu’nun grup toplantısında yapmış olduğu bu toparlayıcı konuşmaya tamamen katılmakla birlikte son günlerde yapmış olduğu açıklamaları da şaşkınlık ve hayretler içinde izliyorum. Siyasi ikbal noktasında ışık göremeyenlerin gözünü hırs bürüyor ve bu hırs ruhu öyle bir teslim alıyor ki ihtirasa dönüşüyor. Bunun sonucunda parti kurma çalışmalarına hız veren Davutoğlu bu süreçte kendisiyle ve kendi ifadeleri ile çelişen açıklamalar yaptı. Yine bu amaçla deklarasyon yayınlayıp duruyor. Sayın Erdoğan’ın, Davutoğlu’nu kastederek söylediği ‘’Hafıza kayıtlarımızın içinde olanları da vakti geldiğinde milletimizle paylaşacağımızı şimdiden burada söylüyorum. Bu kayıtların içerisinde çok şeyler var. Kim kimdir, bunları milletimizin bilmesi lazım. Bilmesi lazım ki yanlış istikamette gitmesin’’ cümlesi bence iyi analiz edilip, iyi okunup, iyi anlaşılmalı. Davutoğlu’nun düştüğü çelişki Erdoğan’ın bu cümlelerinde gizli. Ayrıca ele alınması gereken bir konu daha var Abdullah Gül ve Ali Babacan cephesi. Davutoğlu’nun bu çıkışlarından ve deklarasyonun dan rahatsız olduklarını düşünüyorum. Bu sessizliğin nedeni duydukları rahatsızlıktan kaynaklı. Bunu şöyle okursak doğru yargıya ulaşabiliriz; Davutoğlu ve Gül ayrı parti kuracaklar. Bu ortaya çıkan tabloda kendini net olarak gösteriyor. Kurulması düşünülen bu iki partinin hedef kitlesi birbirinden ayrı olacak. Gül ve Babacan’ın başını çektiği parti merkezi hedef alırken, Davutoğlu daha çok Ak Parti seçmenine hitap edecek. Bununla ilgili görüşlerimi ilerleyen günlerde detaylı olarak ayrıca paylaşacağım. Bu tablo karşısında sayın Erdoğan’ın nasıl bir strateji ile hareket edeceğini göreceğiz. Ak Partinin kuruluş yıldönümü konuşmasında söylediği; ‘’AK Parti ancak kendisi gibi olmaktan çıktığında misyonunu kaybeder. Tıpkı bu çatının altından ayrılanlar gibi milletle irtibatını kaybederek yolunu şaşırdığı gün AK Parti’nin de vadesi dolmuş demektir. Kardeşlerim, bize Ömer’ler lazım. İşte biz bu Ömer’leri bulduğumuz zaman şunu bilesiniz ki şu anda geldiğimiz konumdan çok daha farklı bir konuma Allah’ın izniyle çıkacağız” cümleleri izlenecek stratejinin ne olacağına dair ipuçları veriyor. Evet, Ak Partide bir ‘’yenilenme, yenileşme’’ sürecine giriliyor. Umarım bu süreç ‘’küçük revizyonlarla’’ geçiştirilmez. Çünkü beklenti ‘’radikal değişiklikler’’ olması yönünde. İşlemeye başlayan kongre süreci bu yönde olursa hem Ak Parti, hem Türkiye kazanır. Erdoğan’ın kendisinin Cumhurbaşkanı olması imkanı varken, farklı alternatif isim seçeneklerinin de olduğu bir süreçte Cumhurbaşkanı adayımız ‘’Kardeşim Abdullah Gül’’ dediği ve bunun sonucunda Cumhuriyet mitinglerine, 367 kararına ve 27 Nisan e-muhtırasına rağmen kardeşinin arkasında durduğunu gördük. Yine alternatif isimler varken Davutoğlu’nun Genel Başkan ve Başbakan olmasını sağlamıştı. Şimdiki tabloya bakıldığında, Erdoğan’ı tasfiye projesinin bir parçası olan Gül ve Davutoğlu şu soru sorulabilir; acaba kendilerinin elinde aynı imkanlar olsaydı aynı koltukları Erdoğan için önerirler miydi? Erdoğan onlar için her kavgayı verdi ama onlar Erdoğan için hiçbir kavgayı vermediler. Şimdi de Erdoğan’ı bitirme kavgası veriyorlar.                                                                                                                                              Seydi Hanifi

Ülke gündemi meşgul eden konulardan birisi de eski Başbakan Davutoğlu’nun yapmış olduğu açıklamalar.

Yeni parti kurma hazırlıkları içinde olan, hani başbakanlığı döneminde terör örgütü DEAŞ hakkında Irak ve Suriye’de yüzlerce insanı öldürdüğü dönemde ‘Öfkeli gençler’ olarak niteleyen ayrıca terörle mücadele karnesinde PKK’nın Suriye kolu olan PYD hakkında, PYD’yi ‘meşru’ bir yapı olarak gören “Biz satranç oynamayı bilen insanlarız. Selahattin Demirtaş’a ‘bak’ dedim ‘Yarın bizden Kobani’ye yardım isteyemezsiniz, eğer tezkereye hayır derseniz. Aynı gün Salih Müslim’i Türkiye’ye getiriyoruz. Bakın kaç jest arka arkaya. Bir anlamda ‘meşru görüyorum seni’ ifadelerini kullanan sayın Davutoğlu ne demişti bir hatırlayalım; "Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi insan yüzüne çıkamaz. Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman, eminim en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır" dedi. 

Yine Başbakanlığı döneminde gerçekleşen başka bir olay ise Irak’ın kuzeyinde bulunan Mesut Barzani’ye bağlı peşmergelerin Türkiye üzerinden Kobani’ye geçmesi olmuştu. 2014 yılının Ekim ayında peşmergeler, terör örgütü IŞİD’e karşı savaşmak için Kobani’ye Türkiye üzerinden geçmişti. Mesut Barzani ise yaptığı açıklamada Türkiye’ye teşekkür etmişti.

Başbakanlık görevini bıraktıktan sonra Başkan Erdoğan'a ve Ak Partiye 'ye bağlılığını tekrar tekrar izah eden açıklamalarda bulunmuştu. Son grup toplantısında ‘’Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersi ile iterim ama asla bu kutlu hareketteki hiçbir dava arkadaşımı kalbini kırmam. Dünya mazlumlarının tek umudu olan bu ak hareketin zarar görmesine, bu ak yürekli kadroların üzülmesine asla izin vermem. Biz ahde vefayı her şeyin üstünde tuttuk. Makamlara mevkilere veda ederiz kardeşlerim ama akdimize, davamıza, ilkelerime asla veda etmeyiz. Asla bırakmayız. Biz geçici gündemlerin değil kalıcı erdemlerin peşindeyiz. Ne yoldan saparız ne de ufkumuz aşkımızı, sevdamızı unuturuz.

Biliriz ki bir gün hepimiz bu geçici dünyaya veda edeceğiz geriye rabbimize verdiğimiz sözler kalacak. Koltukları bırakırız ama ahdimizi, davamızı, ilkelerimizi bırakmayız.

Türkiye'nin kaderi ile özdeşleşen AK Parti'nin birliği, bütünlüğü her şeyden önemlidir. Allah'a tevakkül ettik ve emaneti sizlere devrediyoruz.

Bugün herkes imtihandadır ve herkes kendi imtihanını verecektir. Allah hiçbirimizi kendi heva ve heveslerine zebun olanlardan eylemesin ‘’ifadeleri kendisine aittir.
Sayın Davutoğlu’nun grup toplantısında yapmış olduğu bu toparlayıcı konuşmaya tamamen katılmakla birlikte son günlerde yapmış olduğu açıklamaları da şaşkınlık ve hayretler içinde izliyorum.

Siyasi ikbal noktasında ışık göremeyenlerin gözünü hırs bürüyor ve bu hırs ruhu öyle bir teslim alıyor ki ihtirasa dönüşüyor. Bunun sonucunda parti kurma çalışmalarına hız veren Davutoğlu bu süreçte kendisiyle ve kendi ifadeleri ile çelişen açıklamalar yaptı. Yine bu amaçla deklarasyon yayınlayıp duruyor.

Sayın Erdoğan’ın, Davutoğlu’nu kastederek söylediği ‘’Hafıza kayıtlarımızın içinde olanları da vakti geldiğinde milletimizle paylaşacağımızı şimdiden burada söylüyorum. Bu kayıtların içerisinde çok şeyler var. Kim kimdir, bunları milletimizin bilmesi lazım. Bilmesi lazım ki yanlış istikamette gitmesin’’ cümlesi bence iyi analiz edilip, iyi okunup, iyi anlaşılmalı. Davutoğlu’nun düştüğü çelişki Erdoğan’ın bu cümlelerinde gizli.

Ayrıca ele alınması gereken bir konu daha var Abdullah Gül ve Ali Babacan cephesi. Davutoğlu’nun bu çıkışlarından ve deklarasyonun dan rahatsız olduklarını düşünüyorum. Bu sessizliğin nedeni duydukları rahatsızlıktan kaynaklı. Bunu şöyle okursak doğru yargıya ulaşabiliriz; Davutoğlu ve Gül ayrı parti kuracaklar. Bu ortaya çıkan tabloda kendini net olarak gösteriyor.

Kurulması düşünülen bu iki partinin hedef kitlesi birbirinden ayrı olacak. Gül ve Babacan’ın başını çektiği parti merkezi hedef alırken, Davutoğlu daha çok Ak Parti seçmenine hitap edecek. Bununla ilgili görüşlerimi ilerleyen günlerde detaylı olarak ayrıca paylaşacağım.

Bu tablo karşısında sayın Erdoğan’ın nasıl bir strateji ile hareket edeceğini göreceğiz. Ak Partinin kuruluş yıldönümü konuşmasında söylediği; ‘’AK Parti ancak kendisi gibi olmaktan çıktığında misyonunu kaybeder. Tıpkı bu çatının altından ayrılanlar gibi milletle irtibatını kaybederek yolunu şaşırdığı gün AK Parti’nin de vadesi dolmuş demektir. Kardeşlerim, bize Ömer’ler lazım. İşte biz bu Ömer’leri bulduğumuz zaman şunu bilesiniz ki şu anda geldiğimiz konumdan çok daha farklı bir konuma Allah’ın izniyle çıkacağız” cümleleri izlenecek stratejinin ne olacağına dair ipuçları veriyor. Evet, Ak Partide bir ‘’yenilenme, yenileşme’’ sürecine giriliyor. Umarım bu süreç ‘’küçük revizyonlarla’’ geçiştirilmez. Çünkü beklenti ‘’radikal değişiklikler’’ olması yönünde. İşlemeye başlayan kongre süreci bu yönde olursa hem Ak Parti, hem Türkiye kazanır.

Erdoğan’ın kendisinin Cumhurbaşkanı olması imkanı varken, farklı alternatif isim seçeneklerinin de olduğu bir süreçte Cumhurbaşkanı adayımız ‘’Kardeşim Abdullah Gül’’ dediği ve bunun sonucunda Cumhuriyet mitinglerine, 367 kararına ve 27 Nisan e-muhtırasına rağmen kardeşinin arkasında durduğunu gördük.

Yine alternatif isimler varken Davutoğlu’nun Genel Başkan ve Başbakan olmasını sağlamıştı.

Şimdiki tabloya bakıldığında, Erdoğan’ı tasfiye projesinin bir parçası olan Gül ve Davutoğlu şu soru sorulabilir; acaba kendilerinin elinde aynı imkanlar olsaydı aynı koltukları Erdoğan için önerirler miydi?

Erdoğan onlar için her kavgayı verdi ama onlar Erdoğan için hiçbir kavgayı vermediler.

Şimdi de Erdoğan’ı bitirme kavgası veriyorlar.

 

 

                                                                                                                                         Seydi Hanifi

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gaziantepgapgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.