Kurtulmuş; 'Suriye'de büyük bir emperyal oyun oynanıyor'

Buna karşı da başından beri yaptığımız şey, herkesle hem masada bütün meseleleri konuşabiliyoruz hem de sahada Türkiye'nin hayati meselelerinden asla taviz vermediğimizi ortaya koyuyoruz." dedi.
Sınır ötesi harekatlara da değinen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Yapamazsınız yapmamalısınız, bu falanca ülkeyle Türkiye arasındaki ilişkileri çok bozar diye birtakım telkinler, hadi diyelim tavsiyeler verilmiş olmasına rağmen biz bunların hiçbirisine itibar etmedik. Bunun Türkiye için bir güvenlik meselesi olduğunu, Türkiye'nin ulusal birliğiyle ilgili bir mesele olduğunu, Suriye'nin toprak bütünlüğünün bir tehdidi olduğunu gördük. Barış Pınarı ve Zeytin Dalı Operasyonu ve bütün bu operasyonlarda sahaya ciddi olarak basarak burada terör örgütlerini Türkiye'ye tehdit olmaktan çıkarmaya gayret ettik. Daha da önemlisi Suriye ve Irak'ın kuzeyinde oluşturulan çok uzun bir coğrafyadaki terör devleti koridorunun da önüne geçmiş olduk. Dolayısıyla Türkiye ABD için de Rusya için de AB ülkeleri için de bölge ülkeleri için de bu konudaki tavrını net bir şekilde hem sahada göstermiş, hem de masada bu müzakereleri bu mücadeleleri sonuna kadar sürdürmüştür, sürdürmektedir. Bizim blöf yapmadığımızı, şaka yapmadığımızı, Türkiye'nin kendi ulusal menfaatleri, milli çıkarları konusunda hiçbir taviz vermeyeceğini cümle alem görmüş oldu."
- Bölgeyle ilgili ABD ile yeni dönemde ilişkiler
ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin şimdiye kadar yapılan yanlışlıkları, eksiklikleri anlayabileceğini ümit ettiğini dile getiren Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz tabii bizim tarafımızdan böyle bakıyoruz. ABD'li yöneticilerin da şu taraftan bakmaları lazım gerekmez mi? Nedir? Türkiye diye bir ülke var, 83 milyon nüfusu var, istikrarlı bir ekonomisi var, güçlü bir demokrasisi var ve Türkiye bu bölgedeki bütün sorunlarını çözebilme kapasitesine ulaşmış. Doğu Akdeniz'de kendi haklarından taviz vermiyor, Karabağ'da Azerbaycan'a destek vermekten asla geri durmuyor, terör örgütlerine karşı mücadele etmekten asla geri durmayan bir Türkiye var. ABD yönetimi şuna karar vermek noktasındadır diye düşünüyorum; güçlü bir Türkiye, NATO ülkesi olan bir Türkiye, ABD ile NATO'da ciddi iş birliği olan bir ülke ve bu coğrafyada bir istikrar unsuru. Bu ülkeyi mi bir şekilde göz önünde bulunduracak, nerede duracağı ne yapacağı ne şekilde dizginleneceği belli olmayan birkaç bin teröristi mi ciddiye alacak. Herhalde ABD'nin menfaatleri bu bölgede güçlü bir Türkiye ile iş birliği yapmaktan geçiyor. Akıl bunu gerektirir, siyaset bunu gerektirir, mantık bunu gerektirir. Bunların içerisinde bazı Türkiye düşmanı çevrelerin etkisi olabilir. Ben yeni ABD yönetiminin de mantıklı olanın, rasyonel olanın peşinde olacağını, oraya doğru yöneleceğini, belki ABD ile Türkiye arasında farklılıklar olabilir, görüş ayrılıkları olabilir ama bunları bir şekilde tamir etmek için pozitif bir gündem oluşturmaya çabalayacağına yürekten inanıyorum. Bizim niyetimiz de gayretimiz de budur. Bizim teröre ve terör örgütlerine tavrımız nettir ve terör örgütlerinin Türkiye'ye zarar vermesine müsaade etmeyeceğiz."